ŞEMS-İ TEBRİZİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
ŞEMS-İ TEBRİZİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster




"Kainat yek vücut, tek varlıktır. Herkes ve herşey görünmez iplerle birbirine bağlıdır. Sakın kimsenin ahını alma; bir başkasının, hele hele senden zayıf olanın canını yakma. Unutma ki dünyanın öte ucunda tek bir insanın kederi, tüm insanlığı mutsuz edebilir. Ve bir kişinin saadeti, herkesin yüzünü güldürebilir."
🙇
Şems-i Tebrizi



“Bildiklerini unut.” diyor DOST.
“Gel al eline bir silgi, şu yeni başlayan güne bilgilerini silmekle başla.”
“Zanlarını, yargılarını, önyargılarını ve dahi bütün genellemelerini koy bir çuvala ve hepten terk et.
Gıybet etme sakın, bil ki dedikodu denilen şey mıknatıs gibi kötü enerji çeker.
Kimsenin aleyhine konuşma, uzaktan atıp tutma, insanları kem dille yargılama, bil ki yanılırsın.
Birini ne kadar çok aşağılar yahut dışlarsan, onun durumuna düşme ihtimalin o kadar artar.
Kainatın matematiğidir. Bir koyar, bir alır insan. Bilmeden kendi hesabını dürer " diyor DOST...
"Hiçbir konuda emin olma" diyor DOST...
" Kendini ayrıcalıklı sayma.
Konumuna ya da mevkiine, ismine veya şöhretine güvenme.
Şu hayatta tüm zahiri kisveler sabun köpüğünden ibarettir.
Nazlı nazlı yükselir köpük, derken pat diye sönüverir.
Her zaman başkalarından öğrenmeye açık ol. En iyi bildiğin konularda bile köşeli düşünme, büyük konuşma.
Cümlenin sonuna nokta değil, ünlem değil, virgül yahut üç nokta koy. Açık bir kapı bırak daima.
Ne kadar bilsen de hiçbir zaman yeterince bilemeyeceğini unutma.
Tevazudan şaşma. Ancak o zaman kurtulabilirsin bilginin cehaletinden. " diyor DOST...

Şems-i TEBRİZİ




Yumuk yumuk ellerle başladım ben de hayata herkes gibi. İki nokta üst üste (:) koyuldu yaşayacaklarım için hayata.

Günler günleri kovaladı, aylar aylara el uzattı, yıllar bağladı ayları birbirine zaman bu günlere ulaştı.

Ne mutlu ki sevenlerim oldu, ne mutlu ki sevdiklerim oldu. Sevgilerle dolu geçti yaşamım, doyamadım.

Bazen bulutlar kıskandılar saf sevgilerimi, bazen yağmurlar özendiler göz yaşlarıma, bazen güneş benim kadar sıcak gülemediğini düşündü dünyaya, bazen kuşlar uçmayı bilemediklerini anladılar.

Bazen hüzün geldi yüzüme ama tebessümlere bıraktı yine her şeyi.Kalbim ara sıra ağlasa da utandı sevgi pınarlarının yanında akıtmaya yaşlarını.

Bazen soru işareti (?) koydum anlayamadıklarıma,
bazen bir şeyler anlatmak istercesine ünlem (!) .

Bazen güzellikler tıkadı, sevgiler ağır geldi konuşamadım üç nokta (...) koydum anlatamadıklarıma.
İnsan tek başına ama hayat değil bunu anladım.

Bulduğum sevgileri artılarla (+) kalbimde topladım.

Kini, nefreti bir eksi (-) ile çıkardım.

Günlerle çarptım (*) sevgilerimi.

Bu da kocaman bir dünya demekti. Kaybetmemek için sevgilerimi iyice sıktım ellerimi.

Yine yumuk yumuktu ellerim başlangıçta olduğu gibi.

Yaşayacaklarım için bir virgül (,) koymak geçti içimden.

Bir nokta (.) kaldı o da RABBİM den.



Şems-i Tebrizi





Anladım ki susmak bir cüsse işi, Derin denizlerin işi …

Kalbe sözden çok sükuttan manalar akar …
İnsan evrendeki sükutu anlayabilseydi, kim bilir belki de söz olmayacaktı.
İnsanlar sükutun dilinden anlayacak, derin ve manalı bakışlarla konuşacaklardı.
Ve ses, sükutun heybetini bozamayacaktı ...

Hep derin denizler kadar heybetli bir sükut dinledim ondan...
Sanki durgun ve derin bir ummanın kıyısına varmıştım...
Derinliklerinde gönül ve hikmet incilerinin gülümsediği bir deniz bulmuştum.
Hayatın hiç bir kasırgası, hadiselerin hiç bir fırtınası onu dalgalandıramıyordu.

Gerçekten de öyle olmuştu. Sonsuza götüren bir denizin kıyısına varmıştım.
O zaman anladım ki, susmak bir cüsse işi. Derin denizlerin işi.
Sığ suları en hafif rüzgarlar bile coşturabiliyor…
Derin denizleri ise ancak derin sevdalar…

Anladım ki, derin ve esrarengiz olan her şey susuyor…

Şems-i Tebrizi